4 Ağustos 2008 Pazartesi

kendime yalanlarım


kendime acıyorum,hala kendimi biyerlere sürüklemeye çalışmama acıyorum.bu benim tanıdığım ben olamam diyorum,olmamalıyım.içimde deli gibi dolmuş bi gözyaşı varken,bi anda onu kaybettiğime inanamıyorum.kalbim acıyor,ne sıkıştırır gibi ne bıçak saplanır gibi kayda değer..kalbim ağrıyor sadece benim için anlam ifade edecek keskinlikte ve sürekte.sabır çekiyorum,kimseler görmüyor,sabır çekiyorum günlere çektiğimi sanarak,kavgalara,seslere çektiğimi sanarak...kendime sabır çekiyorum,kendim bile bilmiyorum.her türlü terkedilmelerin gölgesinde,canım burnuma kadar yanarken,dışıma akmayıp içime yol bulan yaşlardan oluklar oluşturuyorum,kimselerin görmeyeceği oluklar.bana ihtiyacı olan kaç kimse var şu dünyada,benim ihtiyacım olan kaç kimse.yalanların dik alalarını söylerken kendim dahil her bir kimseye,kendine yalan söyleyen insanları eleştirerek felsefe yaptığımı sanıyorum.ben binlerce sessiz hakaret yağdırdığım bir günde,herşeyden herkesten çok kendime hakaretler ediyorum.bir kendime gücüm yetiyor çünkü.ölmek istiyorum rab izin vermiyor,konuşmak istiyorum onur kelepçeliyor.her yanımda sınırlar,her yanımda sınırsızlıklar.her yanım çaresiz bir kuyu.adıyaman türküsünü dinliyorum binlerce kez,99 yareme bir daha katma peşinde koşma gayretime acıyarak bakarken...

hayatta insan en çok kendiyle kavga edermiş meğer,en çok kendini yaralar ama en az kendinden özür dilermiş.en çok kendi kendini kanatır,en az kendi kendini sararmış.en büyük yalanları kendine söyler,yalan söylemediği yalanına da kendini bir güzel inandırırmış.kendi olmak puslu bir maceraymış...

Hiç yorum yok: