kimsesizliğimi çözer gibi dursa da,aramda uçurumlar var yalın olmamakla.yakın olmak sebep sanırken,ardına anlam yüklerken her hecenin,aslında bir o kadar uzağındasındır gerçeğin.sadece bilmek istediğini,duymak istediğini duyarsın.ve hala yalın olmamaktan olanca uzaksın.geceler karabasanlarla,yılanlarla bölünür,gündüzler evlere bacalara sığılmaz olur.kaçmak istersin gidecek yerinin olmadığı dünyadan.kaçmak sonunda varacak biyere doğru.santral sinir sisteminde en derin inhibisyonlarını uygularken bilincine,başka bölgelerini disinhibe edersin beyin kıvrımlarının.kalbinde bir güvercin çırpınır,kendini adam sanırsın.acıdan zevk alma duygusuyla yarışır bilumum isim konulmamış karmaşaların.ne yakın olmak ne uzak olmak işe yaramaz olur,ne yalın olmak ne kalabalık.hüzün zaten artık hayat perdenin daimi fonu.gülerken bile ağlamak olur gözlerinin kaderi.yaşlanırsın.yalnız yaşlanırsın.kimse şahit olmaz yaşlanmana."mutlu olmayı o kadar hakediyorsun ki"demek bi anlam ifade eder mi diye düşünür durursun.kurar kurar da yine kendinle avunursun.derin yalnızlığınla başbaşa kaldığında daha çok acı çekmekten başka işe yaramaz anlamsız kalabalıklar.hazırlan,gidiyoruz...seninle yeniden kendi yolculuğumuza çıkacağız.kalabalıklardan yorulduk artık,seninle başbaşa yalnızlıkla haşrolacağız.bir dahaki yalana kadar....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder